14 Kasım 2010 Pazar

yalnızlık

gün 14.
bu yazıda en çok okuyacağınız kelime yalnızlık.elbette her zamanki gibi şizofren kelimesinden sonra.

şizofren hayalinden çıkıp gerçekliğin bir yüzüne yapıştığımdan beri,yani ona,ben hayalim belki ama en azından o gerçek ya,beri beri evde.evden hiç dışarı çıkmadı.
sabah uyanıyor.kitap okuyor.benimle kahvaltı ediyor.
tekrar kitap okuyor.öğlen oluyor ve içmeye başlıyor.tekrar okuyor,tekrar içiyor.şizofren yalnız,şizforen yalnızların kral-kölesi.daha çok köle ama.şizofren içkiyi çok seviyor belli,bir de kitabı ve bitabii bendeniz selim ışığıı.onunla konuşmak bazen zevkli bazen sıkıcı.sanattan konuşmasını dinlemeyi sevdim.o da benim fikirlerimi seviyor.ama yalnızlıktan dem vurup durması sıkmaya başladı.ben varım ya!nasıl yetmiyorum ona anlamıyorum.ruhum yani hayali ruhum şizofrenin serzenişleriyle,benim yalnız değilsin alınganlığıma savaş alanı oldu.tanrı ise izliyor.mutlu bu hayali savaştan.zaten tanrı da gerçek olan sizlerin hayali değil mi? hayal hayali sever arkadaş.selim ışık ve tanrı inanın bana çok iyi dost.bunu zamanla siz de anlayacaksınız.benim dileklerimi yerine getirdiği her satırda.ama şimdilik dileğim yok.
neyse konu atlamamalı.
yalnız şizofren yalnızlıktan konuşuyor sadece.hem yalnızlığının kralı olmuş,ona aşık.hem de kölesi olmuş,yalnızlığını hançerlemeyi düşünüyor.e be adam tamam beni adam yerine koymadın ağlıyorsun ama ya tutarsız oluşun.hatırlasanız önceki günler de şizofren benden dolayı yalnız olmadığını söylüyordu....işte bu bir tutarsızlıktır.ben size bunu kısaca anlatmaya çalıştım.ama o kadar çok bu tutarsızlığı yapıyor ki an be an değişiyor.yalnızım,yalnız değilim,yalnızım,yalnız değilim.kendimi metres gibi hissediyorum ama inanın bana yalnızlıkta şizofren için sadece metres.hayatı bakalım daha ne kadar böyle sürecek.şikayet boşuna etmiyor ya.

ÖZELLİKLE EN YAKININIZ SİZİ APTALCA BİR YARIŞMA DUYGUSUNA SÜRÜKLER.ve benim yakınım şizofren.o da beni yalnızlıkla yarıştırıyor.ne kadar aptalca benim için değil mi?aslında yalnızlık benim akrabam.o olmasa ben doğmazdım belki.nasıl evli çiftler yalnızlıktan sıkıldığı için çocuk sahibi olduysa,şizofren de beni yarattı.

çık artık şizofren şu evden hadi,hadi.düşünceleri ile iyi geceler diliyorum size ey sevgili okuyucu.

5 Kasım 2010 Cuma

temizlik günü

gün 4
bu yazıda en çok okuyacağınız kelime temizlik olacak.tabii şizofrenden sonra.
şizofrenle sıkıcı bir gün daha bitti.peki eğlence ne zaman başlayacak?evet çok sıkıcıydı.ama bugün gelişmeler oldu.
şizofren mutluluğun tadını çıkarmaya başladı.
sabah ilk iş, ilk defa su dışında bir şey içti. çay! çayını içtikten sonra evinin ne kadar pis olduğunu farketti.kusura bakma ev çok pis dedi. hemen, inan öncelikli problemimiz bu değil diye lafı ağzına tıktım.anlayamadı saf. sensin asıl problem,haline bak üstün başın dağınık,sakalların saçına karışmış bir orman kaçkınına benziyorsun ve kokun dünyanın sıçılmış bok kokusu gibi dedim ona. off haklısın sen deyince farkettim cidden kirliyim ben.kendime bakmaya başlamam lazım,(duraksadı) yeniden , değil mi dostum diye sordu cevabın ne olduğunu bilerek. ve de içinde bir pişmanlıkla,  dostla konuşmanın verdiği sevinçle. tamam dedim sorun değil. git yıkan bekliyorum seni dedim bu sefer de.

2 saat geçti.evet tam 2 saat geçti o kadar pisti ki... galiba bir erkek için rekor kırdı banyoda.banyodan çıktığında ise beni daha çok şaşırttı. temizdi. gerçekten temizdi. sadece banyo ile yetinmemiş içeride saç ve sakallarını da kesmiş.doğrusu bu kadarını beklememiştim.
bak nasılım iyi olmuşum değil mi selim? dedi şizofren, evet dedm en azından artık temizsin sen de...ben çok temiz bir hayalimdir de .misal kokum portakaldır filan.

sonra peki ev dedim? aa haklısın evi de temizlemeli diye, başladı evi temizlemeye... gün boyunca söylenene söylene evi temizledi. ev bir de küçük, büyük olsa allah bilir  ne olurdu? .2+1 altı üstü . hoş şu güne kadar sadece uyuduğu odayı kullanmıştı .o hiç sıkılmıyordu bundan ama ben sıkılmıştım.şimdilik dışarı çıkamsak da evi yaşamalıydık. evi temizlemeye hemen ikna olmasının nedeni de buydu zaten. bemdeniz canımın sıkkınlığını yüzümde ifade ettim mi tam ifade ederim de efendim. neyse işte  buna çok sevindim.

bir ara bana söylenmeye başladı neden yardım etmiyorsun diye.hemen kızdım ona. nasıl yardım ederim ben, ben dedim     ben dedim           senin misafirinin.adam gibi muamele görmeyi haketmiyor muyum? sadece temiz bir ev istiyorum kral gibi davran demedim ya? çok kızınca masum bir çocuk gibi sustu ve temizliği tamamladı. iyi ki dedi iyi ki dedi geldin sen merak etme ev tertemiz olacak söz dedi.gülümsedim ona.

ve gecenin sonuna kadar evi temizledi .uykusu geldi. kısaca temizlikle geçen sıkıcı bir gündü bugün.  yine de bana karşı söylenmeleri arasında BİR CÜMLE KALDI AKLIMDA:GÜZEL BİR GÜN VE BEN YAŞIYORUM,dostum selim ışık.

evet yaşıyoruz şizofren.varol.

3 Kasım 2010 Çarşamba

SUSMAK

gün 2.
bu yazıda en çok okuyacağınız kelimeler susmak fiilinden türeyecek.tabii şizofrenden sonra.
şizofrenin en iyi dostu oldum ben.
o da benim en iyi dostum.çünkü tek dostum.hatta benim bütün dünyam o.bu yüzden biraz da düşmanım  oluyor.şizofren dost,şizofren düşman,şizofren savaş alanı,şizofren üreme alanı.kısacası dünyadaki hayatta ne varsa benim için şizofrende odur.ve ben de şizofrenin sadece dostuyum.ama en iyisi.demiştim bunu hem de tek cümlede.
şimdilik konuşuyoruz ilk günlerimizde.bugün bana alışma evresine geçti.HAYATI ŞİMDİLİK DÜŞÜNCELERİMİ TUTAN BİR HAPİSHANE.fazlası değil.günaydın dedi uyanınca,günaydın dedim ben de..
sustu,sustum.onu kızdırmak istemedim.çünkü şimdilik AKILSIZ BİR ROBOTUM ben ama şizofren de,sadece CAN SIKICI BİR kıl DEMETİ o kadar.sakalları uzamış,saçları ile birbirine girmiş durumda.vucudu çok pis kokuyor.kokunun havayı kirletişini çizgi filmlerdeki gibi görebiliyorum.yüzünde sivilce var bir tane.boynuz kadar olmuş.onu sıkmak istiyor insan görünce.hayal olmama rağmen istiyorum bunu.şimdiki zamanı kullandım çünkü bu durum değişmedi,yakın zamanda da değişecek gibi gözükmüyor.
ayrıca bu adam çok sessiz.tamam şaşkın ama suskunlukta nedir?konuş ki anlaşabilelim diye düşündüm.o ise sustu sabahın ilk saatlerinde.ev ise bomboş.2günde anladığım kadarıyla şizofren yalnız yaşıyor.bu iyi bir şey benim için.demek ki bana muhtaç.

şizofren mutfağa gitti.mutfağın tarifini temiz olduğu bir gün yapmak istiyorum.şimdilik o kadar iğrenç ki söz etmeye değmez.şizofren su içti ve güldü.mutluyum da dedi.yalnız değilim artık diye ekledi.merhaba dedi bana.hatta adın ne diye sordu. hele şükür günaydın dışında ilk kelimeleri diye düşündüm.
her şeyi unuttum böylece.kokusunu,pisliğini,şaşırmış ve beni aldırmaz görünmeye çabalamış olmasına.ve anladıım onu aslında ne diyeceğini bilemeyen bir yalnız olduğunu. doğruldum.kendimden emin bir şekilde gülümseyip ben selim ışık dedim.elimi uzatmadım.zaten o da uzatmadı.ben de dedi,duraksadı,nefes aldı  memnun oldum diye cümlesini tamamladı.adını söyledi evet.ama ben de saklı kalacak.paylaşmak istemiyorum.

bir bardak daha su koydu ve sen oğuz atayın öldüğü gün doğdun dedi.sanki bana bir şey armağan edercesine.ben bunu zaten biliyordum ya sana kafandaki düşüncelerde tartışırken bunu anlatmaya çalıştım ya diye düşündüm.ona içten kızıp,sustum.evet teşekkür ederim dedim.unutmazsın umarım.mutlaka bir hediye isterim doğum günümde.ve şizofren yine sustu.sanki sanki susmak en yüksek oktavdan bağırmakmış gibi her şeyi ifade ediyormuşcasına sustu ve ben çıldırdım ondan daha çok bağırdım gün boyunca...ikimizin suskunluğu gecenin bağırışlarına karıştı ona ninni oldu ve o günü hiç çıkmadığı evinde uykuya dalarak bitirdi..

2 Kasım 2010 Salı

günaydın

gün 1.
şizofren sessiz.anlam veremiyor olanlara ama mutlu.çünkü beni seviyor.onun en iyi dostu oldum.
bu yazılardan en çok duyacağınız kelime de ki daha doğrusu okuyacağınız demeli:şizofren olacak.
çünkü bendeniz selim ışık,sahibimden sadece şizofren olarak bahsetmek istiyorum.bu yazıların tanrısı benim.ve ben ne istersem o olur.
EVİMDE TÜRKÇE BİR ŞEY KALMADI DİYE SİZLERE ANLAYIŞ GÖSTEREMEM BÜFE ORADA.ve büfe de sadece acı soslar var.açıkcası severim ben acıyı.acının adı da şizofreni.eğer bu konuda hassassan okuma beni.ama şu günden itibaren söyleyebilirim ki her şey BENCE çok güzel olacak.sencesini bilemem.asfalt yala istersen.
şizofren uyandığında günaydın dediğimde çok korktu.bu karşılıklı ilk konuşmamızdı.ve de şaşırdı.
burada bir bilgi vermeliyim sizlere.çünkü
şaşkınlık ve korkunun kokusu nasıldır bilmelisiniz.dünyadaki en büyüh hazzı yaşarsınız.korkunun çok pişmiş bir kuzu pirzola kokusu varken şaşkınlık,yeni yapılmış kek kokusundadır.eğer vejetaryan değilseniz sizin de hoşunuza gider.
bilgi bitti.
şizofrense
sustu sustu biraz daha sustu.bir daha günaydın dedim.gülümsedim.dostça sevgiyle ona baktım.o da günaydın dedi.beni bir rüya sandı.tekrar yattı.buna üzülmedim.anlayışla karşıladım.bir anne anlayışı ile.rüya olduğumu sandı galiba.yattı ve tekrardan uyuyuverdi.unutmadan söyleyeyim uyku ilaçları kullanmakta kendisi.sorun değil benim için.rüyalarına da girebilirim istersem.girdiğimde size yazarım.
gün 1 bitti.
şizofren hala uyuyor.ve bendeniz selim ışık bunu o uyurken yazıyorum.evet yanlış anlamadın salak.kendisi aynı zamanda bir uyurgezer.bundan elbette yararlanacağım.başka ne zaman yazacağımı sandın.

son bir şey daha var.hatırlarsan merhaba yazımda şizofrenin benim doğum günüm hakkında benimle tartıştığını yazmıştım.ahahaa gülmekteyim.kendisi beni bir roman karakteri olarak yarattığını sanıyor.kafasında acaba ne yapsam doğum gününü diye beni hayalinde canlandırarark tartışıyor.daha doğrusu öyle sanıyor şizofren sahip.
dedim ya bilmiyor hastalığını.
elbette bu adresi de.

iyi geceler sevgili dert ortağım,okuyucum.

1 Kasım 2010 Pazartesi

merhaba

merhaba ben selim ışık.yaşamıyorum aslında.tamamen bir hayalim.kelimelerim de hayal sahibinden bağımsız.belki bu kişi şizofrendir.biz bunu bilemeyiz tabi.ama aramızda kalsın ben biliyorum.evet ben onun hayaliyim ve teşhisi koydum.elbette onu ondan çok tanıdığım için.kendisi bir şizofren.ama kabul etmiyor,etmesin de zaten.ederse evet ederse ben ölürüm.ölürsem yazamam,olmayan okuyucularım da beni okuyamaz.üzülürüm.

merhaba ben selim ışık.babamın adı oğuz atay.tanıdığınızı ummaktayım.umarım tanıyorsunuzdur.bu şizofren adam beni tutunamayanları okuduktan sonra yarattı.turgut özbenin selim ışık öldükten sonra olric i yaratması gibi.selimi özleyişi gibi bu şizofren de birini özlüyor.ama farkı şu olmayan birini özlüyor.ve o olmayan kişi de benim işte.selim ışık hiç olmadı belki ama benimle artık daha gerçek.en azından yazıyorum.

merhaba ben selim ışık.annemi bilmiyorum.doğum tarihim babamın ölüm günü.belki de aynı saat.şizofrenle hala tartışıyoruz.içinden çıkamadık.zor bir durum.şizofren üzülüyor babamın ölmüş olmasına.bense seviniyorum.çünkü onu hiç tanımadım.çünkü eğer yaşıyor olsa belki şizofreni uyandırırdı.o zaman ben olmayabilirdim.neyseki varım değil mi?

merhaba ben selim ışık.durmadan söylüyorum ki aklınıza yazın beni diye.unutmayın beni.belki bu şizofren unutur.o zaman siz devreye girersiniz diye umuyorum.

merhaba ben selim ışık.en büyük korkum ilaçlar.evet o ilaçlar.tedavi ilaçları.işe yaramazlar bence ama ya yararlarsa.beni silahlar öldüremez,misal nükleer bomba ya da bir aslan,bir kadın hiçbiri öldüremez beni.tamam belki kadın zarar verebilir bana.yani ya ilaçlar işe yararsa...düşünsenize dünyanın en güçlü en gerçek kahramanı ilaçlar gibi basit bir şeyle ölecek...yok artık.batman yazamazdı ama ben yazıyorum.en sevdiğim joker de jackdir.son çocuk benim gibi bir eskiyi etkileyemez.evet evet sinemayı severim.şizofren sevmiyormuş.ama umrumda değil.

merhaba ben selim ışık.
merhaba ben selim ışık.
...
...
..umarım müzik listesini beğenirsiniz.

beğenmezsen de incitemezsin ya beni neyse.

.
merhaba ben selim ışık.

iyi geceler

ve merhaba...